Konyaspor’un rakiplerinin hemen hemen hepsinin puan kaybettiği haftada, temsilcimiz ‘Chobani stadından puan çıkarır da, Fenerbahçe’nin kalesi olan Kadıköy’de bayrakları yarıya indirir mi’ diye minicik de olsa umutlandık…
“Deniz yanar mı, yanar, ateş donar mı, donar ” dedik, dahası içimizdeki umutları yeşerterek maçın başlamasını bekledik…
Ve fakat ne deniz yandı, ne ateş dondu!
Kazanan 4-0’la Fenerbahçe oldu…
Anlayacağınız, Konyaspor’un, Kadıköy’den puan çıkarması bir başka bahara kaldı.
xxx
İki takımın kadrolarını bakıldığı zaman, Fenerbahçe’nin açık ara önde olduğunu söylemeye gerek yok…
Dolayısıyla, Konyaspor teknik direktörü Çağdaş Atan, kısıtlı kadrosuyla Fenerbahçe deplasmanında elinde geleni yaptı…
Özellikle ikinci 45’de…
Kadıköy, sadece Anadolu takımları için değil, İstanbul takımları için de zor deplasman…
İki hafta önce FB-GS derbisini izledim Chobani stadında…
İnanılmaz bir atmosfer…
Konyaspor, benzer bir ambiyansta çıktı Fenerbahçe karşısına…
Bilindik oyuncuları olmayınca, daha temkinli oynamak zorunda kaldı Çağdaş Atan’ın sahaya sürdüğü takım…
Eldeki oyuncu profili ve potansiyeline göre belirledi sahadaki dizilişi…
Dahası, akla uygun olan bir oyuncu grubu ve doğru bir futbol aklı ile Fenerbahçe’yi durdurmayı planladı…
Tabi ki, gücü ölçeğinde…
Oyuncular kusursuz değillerdi, ama ilk 11’de kendine yer bulan herkes rolünü en iyi şekilde yapma gayretinde oldu…
O da bir yere kadar…
Nihayetinde kaliten kadarsın!
Bu da bir gerçek…
Konyaspor’un sezona başındaki 4-1’lik Eyüpspor maçı 11’i ile bugünkü Fenerbahçe maçına çıkan 11’i eşleştirdiğiniz zaman, farkın ne kadar büyük olduğunu görebilirsiniz!
Adil, Bazorer, Ndao, Aleksiç ve Jevtoviç…
Jevtoviç’in dışında, deve dişi gibi 4 oyuncu, değişik sebeplerden dolayı takımda değiller…
Recep Uçar’ın gönderdiği Kramer ve Yusuf Erdoğan’ı saymıyorum bile…
Peki, Kramer ve Yusuf da dahil, bu 7 oyuncu ilk 11’de olsalardı skor bu kadar kötü, Konyaspor ise sıralamada altlarda olur muydu?
Kesinlikle olmazdı…
Futbolda bazen iki kere iki dört etmiyor işte…
Her şey istediğiniz gibi gitmiyor, aynen Konyaspor’da gitmediği gibi…
Ama, şunu söyleyebilirim; Ömer Atiker’in başkan olduğu Konyaspor, ligin ikinci yarısında bütün takımlar için “kolay lokma” olmayacak.
xxx
Maçın ilk 15’inde 11 oyuncu ile savunma yapmak zorunda kaldı Konyaspor…
Kendi sahasından bir türlü çıkamadı…
Tabi ki, ev sahibi takımın ön alan baskısı da bundan etken oldu…
Fenerbahçe bu baskılı oyunundan VAR marifetiyle penaltı kazandı!
Penaltı pozisyonuna gelince; Uğurcan’ın ayağına ve topa hamle yapan, daha doğrusu ayağını sokan Fenerbahçeli oyuncuydu…
VAR’daki eyyamcının tavsiyesi üzerine monitörün başına gelen Ozan Ergün, seyircisi baskısından da korkarak penaltı noktasını gösterdi!
Bu haksız penaltı golü ile Konyaspor bir bakıma çözüldü…
Dolayısıyla da, ilk 45’de içeriye 3-0 geride girdi…
İlk yarının 3-0’da kalması, skorun daha artmaması kaleci Bahadır’ın biraz şansı, biraz da beceresi sayesinde oldu…
Bunu da belirtmekte yarar var.
Çağdaş Atan, ikinci yarıya Pedrinho ile başladı…
Güney Koreliyi kenara alan Çağdaş Atan, Brezilyalıyı sahaya sürdü…
İkinci 45’e çok iyi başladı Konyaspor…
Bu yarının büyük bölümünde oyunu ele alan Konyasporlu oyuncular, bu yarıdaki oyunları ile 4-0’ı asla hak etmediler…
Konyaspor bu yarıda, skoru koruma değil, farkı kapatma düşüncesi ile sahaya yayıldı…
Açık konuşmak gerekirse, Konyaspor’un ilk 45’den sonra ortaya koyduğu oyun, tam şapka çıkarılacak bir oyundu…
Bu yarıda ürettiği her pozisyon Fenerbahçe tribünlerinin yüreklerini ağızlara getirdi…
Bu pozisyonlardaki tek eksik, her zaman olduğu gibi, final pasları ve final vuruşlarının yetersiz oluşuydu…
Özetlersem; Fenerbahçe’ye mağlup olduk diye karalar bağlamaya ve panik yapmaya gerek yok…
Konyaspor’un ilk yarıdaki performansını beğenmeyebiliriz, kaldı ki, beğenmiyoruz, ama “ikinci yarıda da böyle olacak” diye bir endişeye de kapılmamak lazım…
Konya’yı ve Konyaspor’u yönetenler, can sıkan skora odaklandıkları gibi, sürece de odaklanıyor ve bunun için de boş durmuyorlar…
Benim bildiğim bir şey yok, ama hissediyorum güzel şeyler olacağını.
