Karadenizliler horonu, doğulular halayı omuz omuza ya da yan yana oynarlar…
Doğru mu?
Doğru…
Peki biz?
Yani Konyalılar…
Oyunlarımız da bile karşı karşıyayız!
Acayip adamlarız vesselam.
xxx
Yazıya böyle başlamamın bir sebebi var…
Konyaspor ve yönetimi…
Yıllar önce ‘bu kulübün önündeki en büyük engel bu şehrin insanları’ diye bir yazı yazmış ve nedenlerini de açıklamaya çalışmıştım…
Çok hatırımda kalmasa da, Konya’da uluslar arası bir yatırım ya da etkinlik yapıldı mı veya yapılacak mı diye sormuştum…
Cevabını da kendim vermiştim!
Fıs…
Antalya’da, Rize’de, Trabzon’da akıl almaz yatırımlar yapılırken, Konyalılar olarak bu şehirleri uzaktan seyretmekle yetiniyoruz…
Niye seyrediyoruz?
Çünkü, bizde bir türlü üstesinden gelemediğimiz nemelazımcılık ve vurdumduymazlık egemen olduğu, dolayısıyla da şehre değer katacak bu tür aktiviteler aklımızın ucundan geçmediği için!
Bu şehrin ve bu şehrin kulübünün gelişmesini, genişlemesini kim neden istemez anlamak mümkün değil…
Trabzon’un nüfusu 1 milyon bile değilken, hem spor olarak, hem siyaset olarak, hem de ekonomik olarak Konya’dan güçlüyse, bunun tek sebebi horonu omuz omuza oynamalarından kaynaklıdır…
Yani…
Yanisi şu; mesele Trabzon ya da Trabzonspor olunca, ayrışmıyorlar, ayrışmadıkları gibi de inanılmaz birlik ve beraberlikle yedi düvele karşı savaşıyorlar…
Dolayısıyla da, Trabzon şehrinin marka olmasının en büyük nedenlerinden birisi, horonu omuz omuza oynamalarından kaynaklanıyor…
Sadece Havaalanlarından örnek vermek gerekirse, neredeyse Sabiha Gökçen’le eşit gibi…
İnanılacak gibi değil…
Günde kaç uçak inip kalkıyor biliyor musunuz?
İç ve dış hatlardan sanırım 30’a yakın uçak inip-kalkıyor…
Konya’ya mı?
Ohoooo!
Konyalılar olarak bu anlamda maalesef bir Trabzonlu ya da Rizeli veya Diyarbakırlılar kadar girişken, gözü kara olmadığımız için de, şehrimizi bir türlü uluslar arası bir marka yapma noktasında eksiğiz…
Ki, siyasi gücümüz olmasına rağmen…
İşte Konyaspor da aynı nedenlerle bir türlü istediğimiz gibi olmuyor, olamıyor!
Konyaspor kulübü iyi bir başkan yakalamış, işine odaklanacağı, işini daha da büyüteceği bir noktadayken, şehrin büyük çoğunluğunun arzusu üzerine göreve geliyor veya getiriliyor, ama gelin görün ki, Ömer Atiker’i bile yıpratmak adına, skorlar üzerinden gömmeye çalışıyoruz!
Ben Konyaspor’lu bir spor yazarı olarak ve sizler de bir okuyucu veya taraftar olarak öz eleştiri yapalım…
Bizler ne kadar Konyalı ve Konyasporluyuz?
Konyaspor’a ne verdik, Konyaspor’dan ne aldık?
Kızmaca yok…
Biz seyirci miyiz yoksa taraftar mıyız?
Önce bunu belirlememiz lazım…
Takım mağlup olmuş, fark yemiş, umurunda bile olmaz…
Bu seyircidir…
Yani müşteridir…
Taraftar ise iyi günde de, kötü günde de takımının, yönetiminin yanında olandır…
Gerçek taraftarın eleştirisine alınmam, aksine ders çıkartırım…
Tabi ki, ruhsuz, iki yüzlü ve sadece ve sadece kendi ikballeri için bir şehrin ruhunu çalanlara alkış tutmam, tutmamalıyız…
Bu şehirde, “Konyaspor ikinci lige düşsün, yetmez üçüncü lige düşsün, aklı başına gelsin” diyen insanları biliyorum…
Bilmiyorlar ki, Konyaspor, Mevlana’dan sonra bu şehrin dünyaya açılan penceresidir…
Konya’nın turizmini geliştirmek için yeni yatırımlara ne kadar gereksinim varsa, Konyaspor’un da Avrupa’ya gitmesine de o kadar ihtiyaç var…
Sadece Mevlana Müzesi ve Sille ile olacak şeyler değil…
Dünya’yı Konya’ya getirmenin en iyi yolu Konyaspor’dur, spordur…
Bu şehrin insanının Konyaspor etrafında birleşmesi elzemdir…
Futbolu bilir, futboldan anlarım…
Bu konuda asla mütevazi olmam…
Fikrimi söylerim, yutkunmadan da yazarım…
Birlik ve beraberliğin olmadığı, kulübün şehirle bütünleşmediği, insanların Konyaspor’a öcü gibi baktığı bir ortamda, bırakın Ömer Atiker’i, kulüp tarihinin en önemli başkanlarından Mehmet Oktut bile mezarından kalkıp gelse bir şey olmaz…
Özetlersem; çok zor bulduğumuz Ömer Atiker gibi başkanları kaybetmek kolay, ama onları kazanmak olay olur…
Tabi ki, yönetimdeki arkadaşlarını da…
Yöneticilik yaptım, zorluklarını biliyorum…
Dolayısıyla, insanlara ulu orta yazmak, ulu orta sövmek, hakaret etmek insanlık değil, başka bir şeydir!
Yazar çizer, taraftar seyirci, eski yönetici, eski futbolcu her kimse bel altı vuruyorsa, Konyaspor’un iyi olmasını istemediklerini bariz bir şekilde belli ediyorlar…
Bu tiplere de, en güzel cevabı gerçek taraftarlar vermelidir.